Le Corbusier gibi tasarlamak için ne yapmalı?

Güleren Eren Güleren Eren
Hochbuch, k-m architektur k-m architektur Case moderne
Loading admin actions …

Le Corbusier adıyla tanınan Charles-Edouard Jeanneret 6 Ekim 1887 ile 27 Ağustos 1965 tarihleri arasında yaşamış İsviçre asıllı Fransız mimar. Modernist ve uluslararası stil denen mimari akımların öncülerindendi. Modern mimari insanlar için yeni mekanlar üretirken yeni yaşam biçimleri de önerdi. Yani sadece süsleme tarzı değildi, mimaride kökten bir değişim yaşandı. Bu akımın pek çok öncüsü gibi Le Corbusier de insanların evlerde ve şehirlerdeki yaşamlarına optimum konfor getirmenin peşinden gitti. Gereksiz bir lüksten ziyade yaşam kalitesinin arttığı yeterli mekanlar tasarlamaya çalıştı. Dönemin yükselen teknolojisi betonarmenin elverdiği tasarımlara giderek taşıyıcıları belirginleştirip ayrı tutarak, duvarları şeffaflaştırdı. Eleştiriler almadı değil elbette, modern mimari tarza yöneltilen genel ruhsuzluk eleştirisinden nasibini zaten aldı, alıyor. Pek çok insan yalın tasarımlı betonarme yapıları insan ruhuna hitap etmeyen, ruhsuz mekanlar olarak algılıyor. Ancak bunun dışında mimarın başyapıtlarından olan Villa Savoye için ev sahibinin şikayetlerini de Homify sayfalarında dile getirmiştik. Cam temizliği nasıl yapılır? başlıklı yazıda buna dair detayları okumanız mümkün.

Viila Savoye ve yeni mimarinin beş ilkesi

homify

Modern mimarinin ortaya çıktığı ilk yıllarda Le Corbusier de kendi mimari anlayışına dair bir takım ilkeler belirledi. Burada bahsedeceğimiz beş ilkeyi Paris'in yakınlarındaki Poissy'de bulunan Vİlla Savoye'da okumak mümkün.

Bunlardan ilki binanın taşıyıcı sistemini sadeleştirip, kolon ya da sütünları  daha yenilikçi biçimde kullanmak. Daha önce taşıyıcı niteliği olan duvarlara sahip sistemlerden dönemin revaçta sistemi betonarmeye geçişte bu sistemin avantajlarını daha özgür ve geniş mekanlar oluşturmak için kullanmak. Böylece burada da görüldüğü gibi taşıyıcı sistemin dışında kalan alanlarda özgürlük mümkün kılınırken taşıyıcı sistemin niteliği de kendine has bir estetik anlayışı temsil ediyor.

İkinci ilke de bu sisteme dayanıyor aslında. O da cephede daha sınırsız bir yaklaşım. Kolon ve kirişlerin oluşturduğu sistemin dışına taşabilen cephe ister dolu ister boş olarak, daha özgür bir şekilde dizayn edilebiliyor.

Üçüncüsü açık plan. Yine taşıyıcı olan kolonlar dışında hiç bir yere herhangi bir bölücü koymak zorunda değilsiniz. Çünkü taşıyıcıya, desteğe ihtiyacınız yok. Böylece odalardan oluşan bir mekan yerine tek ve geniş bir mekan da kullanmanız mümkün. Ayrıca bölümlendirmek istiyorsanız da taşıyıcı sisteme birebir uymak gibi bir zorunluluğunuz yok. Esneksiniz.

Villa Savoye'da çok net görülebilen dördüncü ilke yatayda sürekliliği olan pencereler. İnce uzun pencerelerle lokal olarak ışık almak yerine kurdele pencere adını verilen doğramalarla tüm yapıyı çevreleyerek mekanları aynı şekilde aydınlatabilirsiniz.

Beşincisiyse teras bahçesi. Teras çatıya olanak veren u yapı biçiminde çatıları bahçe şeklinde kullanılan yaşam alanlarına çevirmek de Le Corbusier'in önemsediği ilkelerden. 

Strüktürel anlayışın önemi

Aslında Le Corbusier gibi binalar tasarlamak istiyorsanız en temel şey onun ilkelerini oturttuğu taşıyıcı sistem. Hepsi betonarmenin olanaklarıyla ve mekanı esnek kullanma becerisini getirmesiyle ilgili. Daha güncel örneklere bakalım, böylece günümüzde Le Corbusier'in bu mantığının nasıl devam ettirildiğini görebiliriz. Bu örnekte de aynı Villa Savoye gibi alt katta belirleyici olarak görünen taşıyıcı ve üstte adeta bir kutu mevcut. Ancak ister üstteki olsun ister alttaki kat, bu kutuların oldukça açık planda olduğu da dışarıdan da algıalnabiliyor. Taşıyıcı sistemle cephe birbiriyle kesişmediği için cephede oldukça özgür bir yaklaşım geliştirilebilmiş. Bu evin oturduğu arazi de tıpkı Villa Savoye'unkine benziyor. Geniş ve düz bir yeşilliğin üstüne yerleştirilmiş prizmatik ama boşluklu bir kütle. Arazi kullanımını da bu açıdan aslında Le Corbusier'in tarzına uygun. Le Corbusier de mevcut araziye onun boyutu ve geometrisine göre yayılmayı tercih etmeyen yalın ve prizmatik bir kütleyi optimum bir şekilde inşa ederek tasarlamayı tercih eden bir anlayışa sahip.

Cepheyi dünyaya açan pencereler

Kurdele pencere dediğimiz, Villa Savoye'da da görülen yatay ve cepheyi saran doğrama tipi Hande Köksal Interiors'ın portfolyosundaki bu evde de görülüyor. Aradaki fark bu pencerelerin yüksekliklerinin de tüm cepheyi kaplaması. Villa Savoye'da bulunan pencereler kısa ve geniş olarak tarif edilebilir. Ancak daha önce de söylediğimiz gibi binanın betonarme strüktürü zaten cepheyi özgür bir şekilde tasarlamaya olanak kılıyor. Burada da silindirik kolonların cepheden içeride kaldığıı görüyoruz. Böylece kolonların önünde kalan kısım istediğiniz malzeme ve tasarıma sahip olabilir. Bu projede cephe tamamen camın şeffaflığına teslim edilerek manzarayla iç mekanın bütünleşmesi sağlanmış.

Büyük yapılarda modüler sistem

Villa Savoye bir ev ancak Le Corbusier daha büyük yapılarda da yine betonarme sistemin olanaklarıyla çeşitli ilkeler ve bir stil geliştirdi. Betonarmenin büyük ve çok katlı yapılar için karakteristik özelliği modüler bir tasarıma izin vermesi. Yani eşit aralıklarla ya da birbirinin katlarıyla düzenli bir şekilde yerleştirilen taşıyıcılara sahip binalarda eşdeğer mekanlar ve homojen bir cephe yaratılmasını mümkün ve uygun gördü. Herkesin tek bir cephede -belki farklı renklere boyanmış- aynı nitelikte balkona, optimum tavan yüksekliğine sahip olarak yaşayabileceğini savundu. Betonarmenin de bunu gerçekleştirmek için uygun sistem olduğunu. Bugün betonarmenin olanakları iyice gelişti. Modüler tasarım bugün de tercih ediliyor hatta Le Corbusier'den bugüne geniş cephelerde de şeffaflık sağlayacak cam cephe sistemleri gelişti ve yaygınlaştı. Bu örneğe benzer bir LE Corbusier binası göremeyebilirsiniz ama aynı mantıkla yapıldığını reddetmemiz de pek mümkün değil.

Corbu'yu hatırlatan öğeler

Bazen binanın tamamı Le Corbusier'in anlayışı ve ilkeleriyle tasarlanmış olmasa da mimari öğeler size onun eserlerini hatırlatabiliyor. Ne demiştik? Kolonlar. İşte o silindirik kolonlar bu binada çok daha ince uzun şekilde cephenin önünde yükseliyor ve betonarme çatı plağıyla birleşiyor. Cephenin şeffaf ve esnek olması da yine LE Corbusier'i anımsatır nitelikte.

Düz çatı bahçesi

Villa Savoye'un ev sahibinin Le Corbusier'in tasarımından epey şikayetçi olduğundan bahsetmiştik. Ancak Villa Savoye bugünün teknolojisiyle yapılabilmiş olsaydı Madame Savoye belki de şikayet etmeyecekti. Çünkü şikayetleri doğramaların evi soğuttuğuna, çatının ve çatı penceresinin sürekli aktığına dair bugün çok daha kolay halledilebilecek sorunlar. Modern mimarinin kendini gösterdiği o yıllarda bir mimari dil yaratılmaya çalışılırken aslında mevcut teknolojik olanaklar da fazlasıyla zorlanıyordu. İzolasyon malzeme ve tekniklerinin bugünkü nitelikte olmadığı aşikar. Yani Villa Savoye'un çatısı o gün akmış olabilir ama bugün Le Corbusier'in hevesle tasarladığı düz çatı bahçeleri oldukça kolay ve sorunsuz şekilde hayata geçirilebiliyor. Çimle kaplı bu teras katından alt kata su sızmaması bir mucize değil, teknolojik ürünlerin kullanılmasıyla mümkün. 

Hai bisogno di aiuto con il progetto della tua casa?
Contattaci!

Articoli più recenti